Düşük Tehdidi ve Düşük (Abortus)
İLETİŞİM ve ADRES:
0216 386 37 50
0543 386 37 50
KÜÇÜKBAKKALKÖY MAH, EFE SOK, NO:6
ATAŞEHİR İSTANBUL
DÜŞÜK (ABORTUS):
→Düşük (Abortus) ve düşük tehdidi nedir?
Gebeliğin ilk yarısında kanama ya da kanlı akıntı olması durumunda yapılan jinekolojik muayenede kanamanın uterus dışında bir yerden gelmediğine emin olunduğunda düşük tehdidi tanısı konur. Bazı anne adaylarında basur (hemoroid) kanaması, idrar yollarındaki kanama, ya da serviksteki (rahim ağzı) bir hastalığa bağlı olarak özellikle cinsel ilişkiden sonra oluşan kanama da yetersiz bir değerlendirme sonucu düşük tehdidi sanılabilir. Bu nedenle düşük tehdidi tanısını hemen koymadan tam bir jinekolojik ve genital muayene yapılmış olmalıdır. Anne adaylarının çoğu bu muayeneye karşı isteksizdir. Ancak jinekolojik muayene ve/veya ultrasonun düşüğe neden olduğu konusunda bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Gebeliğin erken dönemlerinde oluşan kanamanın diğer nedenlerini de asla göz ardı etmemek gerekir. Bunlar arasında en önemlileri Dış gebelik , Mol gebeliği (Üzüm Gebeliği) , selim ve habis tümörler, sindirim sisteminden veya idrar yollarından olan kanamalardır.
Beklenen adet döneminde oluşan kanama (üstüne görme), implantasyonda (beklenen adetten bir hafta önce) oluşan kanama, 8. hafta civarında plasentanın corpus luteum işlevlerini üzerine almasına bağlı oluşan kanama da sağlıklı seyreden bir gebelikte ender olarak görülen lekelenmenin nedeni olabilir.
→Düşük (abortus) ve düşük tehdidi ne sıklıkta görülür?
Düşük tehdidi tüm gebeliklerin %20-25′inde görülen ve özellikle erken gebelik haftalarında %40-50 düşükle sonuçlanan bir durumdur. Düşük tehdidi kanaması genellikle hafiftir ancak günler hatta haftalar sürebilir. Kanama miktarı arttıkça düşük tehdidinin düşükle sonuçlanma riski de artar. Gerçek bir düşük tehdidi geçiren anne adaylarında gebeliğin ilerleyen haftalarında da erken doğum, bebekte gelişme geriliği gibi normal dışı bir durum ortaya çıkma olasılığı nispeten artar. Bu nedenle bu tanıyı almış anne adaylarının gebelik döneminde ve doğumdan hemen sonraki dönemde daha sıkı takip edilmeleri uygundur.
→Düşük (abortus) tehdidi teşhisi nasıl konur?
Düşük tehdidi tanısı koyabilmek için jinekolojik muayenede serviksin kapalı olduğu gözlenmeli ve ultrasonda bebeğin kalp atışlarının olduğu gözlenmelidir. Bebeğin kalp atışlarının henüz ultrasonla gözlenemeyecek kadar ufak olduğu veya henüz embriyonun bile görülemediği erken gebelik haftalarında ise uterus içinde gebelik kesesinin düzgün yapısının devam ettiği gözlenmelidir.
→Düşük Tehdidi
Gebeliğin erken dönemlerinde görülen vajinal kanamalar düşük tehdidi olarak adlandırılır. Düşük tehdidinin en önemli özelliği rahim ağzında bir açılma veya herhangi bir değişiklik olmamasıdır. Kanama ile birlikte ağrı yada kramp olmaması tipiktir. Ağrı varlığında olayın bir düşük ile sonuçlanması daha büyük bir olasılıktır.
→Düşük (abortus) görülme sıklığı
İlk 3 aylık dönemde vajinal kanama görülmesi çok sık karşılaşılan bir durumdur. 20 haftadan küçük tüm gebeliklerin yaklaşık %25-30'unda az ya da çok kanama görülür. Bu hastaların yaklaşık yarısında gebelik bir düşük ile sonuçlanırken geri kalan yarısında ise gebelik normal bir şekilde devam eder.
→Düşük (abortus) tanısı
Erken gebelikte kanama görülmesi, yapılan ultrasonografide bebeğin ve kalp atışlarının görülmesi durumunda düşük tehdidi tanısı konur. Burada önemli olan rahim ağzında bir açılma olmamasıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi kanama ile birlikte ağrı olmaması tipik bir bulgudur.
Gebelik testi pozitif olan ya da gebe olduğu kesin olarak bilinen bir kadında kanama ortaya çıktığında bu acil bir durumdur ve hastanın zaman kaybetmeden değerlendirilmesi gerekir. Muayenede öncelikle spekulum incelemesi yapılarak kanamanın rahim içinden geldiğinden emin olmak gerekir. Bazı idrar yolu enfeksiyonları ya da rahim ağzındaki iltihaplar da kanamaya yol açacağından hatalı olarak düşük tehdidi tanısı konabilir. Ayrıca daha önceden ultrason ile gebelik kesesi görülmemiş ise erken gebelikte görülen diğer kanama nedenleri de mutlaka araştırılmalıdır. Bu nedenlerden en önemlisi dış gebeliktir. Düşük tehdidi varlığında muayenede rahim içinden dışarıya doğru bir doku geçişi izlenmez, yani rahim ağzında gebeliğe ait dokular görülemez.
Kanamanın miktarı genelde çok fazla değildir. Rengi parlak kırmızıdan koyu kahverengiye kadar değişebilir. Kanamanın renginin kırmızı olması aktif taze bir kanamayı düşündürürken, koyu renkli kanamalar daha erken dönemde olmuş ve büyük olasılıkla kesilmiş olan kanamaların belirtisi olarak kabul edilir.
Kanamanın rengi ne kadar parlak, miktarı ne kadar fazla ise gebeliğin bir düşük ile sonuçlanması olasılığı o kadar yüksektir.
→Düşük ve düşük tehdidinde tedavi
Düşük tehdidi durumunda fazla tedavi alternatifi yoktur. Yapılabilecek en uygun davranış aktivite kısıtlamasıdır. Kanamanın şiddetine göre aktivite kısıtlamasının derecesi de değişir.
Hafif koyu renkli kanama varlığında ağır fiziksel aktivite kısıtlaması genelde yeterli olur. Bu gibi durumlarda kişi günü genelde yatakta dinlenerek geçirmeli, eğer çalışıyorsa kanama tamamen kesilene kadar çalışmaya ara vermelidir. Yemek yemek ve tuvalete gitmek dışında yataktan pek fazla çıkmamak uygun bir yaklaşım olacaktır.
Kanamanın daha şiddetli olduğu durumlarda ise kesin yatak istirahati gereklidir. Böyle bir durumda kişinin hastaneye yatırılarak izlenmesi daha uygun olur. Hasta yemek yemek ve tuvalete gitmek için dahi yataktan çıkmaz. Tüm ihtiyaçlarını yatakta giderir.
Gerçekçi olmak gerekirse düşük ile sonuçlanacak bir gebeliği herhangi bir tedavi ile devam ettirebilmek mümkün değildir. Gebelikleri normal olarak devam eden düşük tehdidi olgularında kanamanın nedeni tam olarak bilinmez. Ancak büyük bir olasılıkla bebekte bir kromozom bozukluğu yoktur. Kanamanın olası nedenleri arasında gebelik ürününün rahim içi dokuya yerleşmesi ya da plasentanın gelişiminin bir sonucu olduğu ileri sürülmektedir.
Erken gebelik döneminde vajinal kanama görülmesi durumunda en sık başvurulan tedavi yöntemlerinden birisi progesteron hormonu verilmesidir. Bu tedavi yaklaşımının nedeni bilinmeyen düşük tehdidinde etkinliği konusunda hiçbir bilimsel veri ve kanıt yoktur. Progesteron sadece bu hormonun eksik olduğu bilinen ve buna bağlı düşük öyküsü olanlarda ya da progesteron eksikliği açısından yüksek risk altında olanlarda kullanılmalıdır. Bu hasta grubuna en güzel örnek tüp bebek uygulamaları sonrası hamile kalan kadınlardır. Bu hastalarda gebeliğin 10-12. haftasına kadar progesteron desteği yapılır.
Aslında düşük ile sonuçlanacak olan bir gebeliği herhangi bir tedavi ile durdurmak mümkün değildir. Düşüklerin %90'ından fazlasında neden o bebeğe ait bir kromozom bozukluğu olduğundan bu bebeğin canlılığını devam ettirmesi nerdeyse olanaksızdır. Kanama varlığında progesteron verilmesi gebeliği devam ettirmez, yalnızca düşüğü bir süre geciktirebilir ya da bulgularını maskeleyebilir.
Düşük ve Tedavisi: Bir Kadının Zorlu Yolculuğu
Düşük, birçok kadının hayatında karşılaşabileceği zorlayıcı bir deneyimdir. Hamilelik sırasında, embriyo veya fetusun rahimde gelişmemesi sonucu gerçekleşen bir olaydır. Düşük, birçok farklı nedenle meydana gelebilir ve genellikle fiziksel ve duygusal olarak ağrılı bir süreç olabilir. Bu makalede, düşük ve tedavisi hakkında derinlemesine bilgi vermek için, düşüğün tanımı, nedenleri, belirtileri, teşhisi, tedavisi ve sonrası ile ilgili önemli bilgileri ele alacağız.
Düşüğün Tanımı
Düşük, gebeliğin ilk 20 haftası içinde gerçekleşen bir olaydır. Genellikle hamileliğin ilk üç ayında, yani ilk trimesterde meydana gelir. Ancak, bazı durumlarda daha ileri bir tarihte de olabilir. Düşük, embriyo veya fetusun rahimde gelişimini sürdürememesi sonucu oluşur ve vücut bu gelişmeyi sonlandırmaya karar verir. Bu, fetüsün yaşamını yitirmesi ve vücut tarafından dışarı atılması anlamına gelir.
Düşüğün Nedenleri
Düşüğün birçok farklı nedeni olabilir. Bunlardan bazıları şunlar olabilir:
-
Genetik Faktörler: Genetik bozukluklar veya anormal kromozom yapısı, düşüklere yol açabilir. Bu, embriyonun normal bir şekilde gelişemediği durumlarda meydana gelebilir.
-
Hormonal Değişiklikler: Hormonal dengesizlikler, gebelik sırasında düşük riskini artırabilir. Özellikle tiroid hastalıkları gibi hormonal sorunlar düşüklere neden olabilir.
-
Anatomik Sorunlar: Rahimdeki anatomik sorunlar, gebelik sırasında düşük riskini artırabilir. Bunlar arasında rahimdeki polipler veya rahim ağzının yetmezliği bulunabilir.
-
Yaş Faktörü: Anne adayının yaşı da düşük riskini etkileyebilir. Özellikle 35 yaşından sonra hamileliklerde düşük riski artar.
-
Kronik Hastalıklar: Anne adayının kronik hastalıkları (şeker hastalığı, lupus gibi) düşük riskini artırabilir.
-
Enfeksiyonlar: Bazı enfeksiyonlar, gebelik sırasında düşüklere yol açabilir.
-
İlaç Kullanımı: Belirli ilaçların kullanımı, düşük riskini artırabilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında mutlaka bir sağlık profesyonelinin gözetiminde ilaç kullanılmalıdır.
-
Stres ve Anksiyete: Yüksek düzeyde stres veya anksiyete, gebelik sırasında düşük riskini artırabilir.
Düşüğün Belirtileri
Düşük belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak aşağıda sıkça görülen belirtiler bulunmaktadır:
-
Kanama: Düşük sırasında vajinal kanama meydana gelir. Bu kanama hafif bir lekeleme olabileceği gibi yoğun bir kanama da olabilir.
-
Kramplar: Rahim kasılmaları ve karın ağrıları düşük sırasında sıkça yaşanan belirtilerdir.
-
Doku Parçaları: Düşük sırasında vücut, fetüsü veya embriyoyu dışarı atmaya çalışırken doku parçaları da atılabilir. Bu, daha belirgin bir belirti olabilir.
-
Pelvik Ağrı: Alt karın bölgesinde şiddetli bir pelvik ağrı yaşanabilir.
-
Baş Dönmesi ve Halsizlik: Kan kaybı nedeniyle baş dönmesi ve halsizlik hissedilebilir.
Düşük belirtileri yaşanıyorsa hemen bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir.
Düşük Teşhisi
Düşük teşhisi koymak için bir dizi tıbbi test ve muayene yapılabilir. Bunlar arasında şunlar yer alabilir:
-
Ultrason: Ultrason incelemesi, fetüsün kalp atışlarına ve rahimdeki durumuna bakılmasına yardımcı olabilir.
-
Kan Testleri: HCG seviyeleri (hamilelik hormonu) ve diğer kan testleri, düşüğün teşhisinde önemli bir rol oynar.
-
Vajinal Muayene: Vajinal muayene, rahim ağzındaki değişiklikleri gözlemlemeye yardımcı olabilir.
Düşük Tedavisi
Düşük tedavisi, durumun şiddetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. İşte düşük tedavi seçeneklerinin bazıları:
-
Bekle ve Gör: Düşük belirtileri hafifse, doktorlar bazen doğal olarak vücudun düşüğü tamamlamasını beklemeyi tercih ederler.
-
İlaçlar: Düşük teşhis edildikten sonra, doktorlar bazen rahimi temizlemek için ilaçlar reçete edebilirler.
-
Cerrahi Müdahale: Düşük durumuna bağlı olarak, cerrahi bir müdahale gerekebilir. Rahim içi doku temizliği veya diğer prosedürler düşünülebilir.
-
Duygusal Destek: Düşük, duygusal olarak çok zorlayıcı bir deneyim olabilir. Danışmanlık veya destek grupları, bu süreci atlatmada yardımcı olabilir.
Düşük Sonrası
Düşük sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak, genellikle aşağıdaki noktalara dikkat etmek önemlidir:
-
Fiziksel İyileşme: Düşük sonrası vücut fiziksel olarak iyileşmeye başlar. Kanama ve karın ağrıları zamanla azalır.
-
Duygusal Destek: Düşük, duygusal olarak zorlayıcı bir deneyim olabilir. Bu nedenle, duygusal destek almaya önem verilmelidir. Terapist veya destek grupları, duygusal iyileşme sürecini destekleyebilir.
-
Yeniden Hamilelik: Düşük sonrası tekrar hamilelik düşünülüyorsa, doktor tavsiyeleri önemlidir. Genellikle birkaç dönem beklemek önerilir.
-
Sağlık Kontrolleri: Düşük sonrası düzenli sağlık kontrollerine devam etmek, herhangi bir olası komplikasyonun erken teşhis edilmesine yardımcı olabilir.
Düşük, bir kadının hayatında zorlu bir deneyim olabilir. Ancak, doğru tıbbi bakım ve duygusal destekle, birçok kadın düşük sonrası iyileşir ve gelecekte sağlıklı bir gebelik yaşayabilir.
Sonuç
Düşük, birçok kadının karşılaşabileceği bir deneyimdir ve her zaman tahmin edilemez. Bu yazıda düşük, nedenleri, belirtileri, teşhisi, tedavisi ve sonrası hakkında detaylı bilgi verildi. Düşük yaşayan bireylerin profesyonel tıbbi yardım ve duygusal destek aramaları önemlidir. Her düşük deneyimi benzersizdir ve kişisel bir iyileşme süreci gerektirebilir. Unutmayın ki, düşük sonrası sağlık ve duygusal iyilik hali için destek ve anlayış önemlidir.
Gelen sorular: Düşük niye olur?, Düşükte çok kanama olur mu?, Düşük tedavi edilebilir mi?, Her düşükten sonra kürtaj gerekir mi?, Düşük tehdidinde hangi ilaçlar kullanılır?, Düşükten sonra rahimde parça kalmış olabilir mi?