Otolog (saklanan kanın aynı kişinin hastalığında kullanılması) kordon kanının etkinliği ve güvenliği halen kanıtlanmamış olduğu için, KORDON KANI SAKLANMASI’nın hekimler tarafından bir seçenek olarak sunulmaması ağırlıklı yaklaşımdır.
→Kök Hücre Nedir?
Bazı dokularda bulunan ve gereksinim halinde pek çok hücreyi oluşturarak yaşamın devamını sağlayan, üretkenlik ve farklı dokulara dönüşebilme potansiyeli yüksek ana hücrelerdir. Son yıllarda çeşitli kök hücre tipleri olduğu öğrenilmiş olup eskiden beri bilinip üzerinde en çok çalışmalar yapılanı hematopoetik kök hücredir. Bu hücreden kan hücreleri oluşur.
→Hematopoetik (Kan hücreleri ile ilgili) Kök Hücre Nasıl Elde Edilir?
Hematopoetik kök hücre nakli (transplantasyonu) (HKHN) için kök hücreler sıklıkla kalça kemiğindeki kemik iliği veya kollarımızdaki periferik kanıdan elde edilirken kordon kanı üçüncü bir kök hücre kaynağını oluşturmaktadır.
→Kordon Kanı Nedir?
Anneyle rahimdeki bebek (fetus) arasında bulunan, gebelik boyunca bebeğin besin ve oksijen gereksinimini sağlayan göbek kordonundan doğum sonrasında toplanabilen kandır. İçinde kök hücreler bulunur. Kordon kanı az hacimde (yaklaşık 100 ml) olduğu için içerdiği hematopoetik kök hücre sayısı da sınırlı olup bu miktar kemik iliği veya periferik kandan elde edilebilen hücre miktarından çok daha azdır.
→Hematopoetik (kan hüceleri ile ilgili) kök Hücre Naklinin Kaç Tipi Vardır?
Eskiden kök hücre nakli terimi yerine kemik iliği nakli terimi kullanılırdı. Günümüzde işlemin ana ismi kök hücre nakli olup, kemik iliği sadece kök hücrenin elde edildiği kaynaklardan birisidir. Üç tip kök hücre nakli vardır:
Toplanan kök hücreler bir başkası için kullanılabilir (allojeneik nakil). Hastanın sağlıklı döneminde elde edilip saklanan kök hücreler ileride kendisi için kullanılabilir (otolog nakil). Bir hastaya kendi ikiz kardeşi (tek yumurta ikizi) kök hücre verebilir (sinjeneik nakil).
→Hematopoetik (kan hücreleri ile ilgili) Kök Hücre Bankacılığı Nedir?
Dünyada bugün yaklaşık 9 milyon gönüllünün doku bilgileri uluslararası bankalarda kayıtlı olup bir hastaya kök hücre gerektiğinde ve dokuları uygun kardeş vericisi yoksa bu bankalar aracılığıyla uygun verici (akraba dışı) araştırılmaktadır. Burada hücreler değil, bilgiler saklanmaktadır.
→Otolog Kordon Kanı Bankacılığı Nedir?
Otolog kordon kanı bankacılığı, kordon kanının toplanıp derin dondurucularda bebeğin kendisi için saklanmasıdır.
→Kordon Kanının Saklanma Süresi Ne Kadardır?
Klinik uygulamada günümüzde en çok yedi yıl saklanmış kordon kanı ile başarılı nakil yapılabilmiştir. Şu andaki bilimsel veriler, kordon kanının en fazla on beş yıl saklanabileceğini desteklemekte ve daha uzun saklamaların olanaklı olduğuna ilişkin bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
→Kordon Kanı Miktar Olarak Herkese Yeterli Olur mu?
Allojeneik kordon kanı (başka bir insanın kordon kanı)nakillerinden elde edilen klinik deneyimler verilen kök hücre sayısının nakil başarısı için önemli olduğunu ve genelde kordon kanı naklinin 30-40 kg üzerindeki hastalar için çok uygun olmadığını göstermektedir.Saklama süresinin yeterince uzun olamayışı ve verilen hücre sayısının azlığı göz önüne alındığında yaşam sigortası olarak saklanan kordon kanının tüm yaşam için değil, hayatın sadece ilk 10-15 yılı için kullanılabilir olduğu görülmektedir.
→Otolog Kordon Kanı Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılabilir?
Bazı reklam broşürlerinde kordon kanının kalıtsal kan hastalıklarının (talasemi-akdeniz anemisi gibi), kalıtsal bağışıklık yetersizliklerinin (immün yetmezlikler) ve kalıtsal metabolik hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği belirtilmektedir. Oysa, kalıtsal hastalığa sahip bir bebeğin kordon kanındaki hastalıklı kök hücrelerin, hastalığın tedavisi amacı ile kullanılamayacağı açıktır. Saklanan kordon kanının çocukluk çağında en önemli kullanım alanı edinsel aplastik anemi veya lösemi (kan kanseri) tedavisi olabilir. Bilindiği gibi yıllık görülme hızı 100.000’de 5 olan çocukluk çağı lösemilerinin büyük çoğunluğu sadece kemoterapi ile tamamen tedavi edilebilmektedir. Ayrıca eğer kordon kanı saklanmış bir çocuğa lösemi nedeni ile kök hücre transplantasyonu gerekecek olursa, başarısı açısından ilk tercih edilecek kök hücre kaynağı, saklanmış olan kordon kanı olmayıp- varsa- doku tipi uygun kardeşinin veya aile dışı bir vericinin kök hücreleridir (allojeneik nakil). Otolog kordon kanının, bir başka büyük propaganda konusu olan hücre yenileme amaçlı kullanımı, henüz deneme aşamasında olup, nasıl sonuçlanacağı belli değildir.
1993 yılından bu yana tüm dünyaki kordon kanı bankalarında saklanmakta olan ve toplam sayısı yaklaşık 160.000 adet olduğu tahmin edilen otolog kordon kanlarının sadece iki tanesi otolog nakil amaçlı kullanılmıştır. Gerçekleştirilmiş olan bu toplam iki otolog kordon kanı naklinin ilki başarılı olurken ikincisinde kordon kanı transplantasyonuna özgü bir dezavantaj olan kök hücrenin hastada çalışmaya başlamasının geç gerçekleşmesine bağlı olarak hasta enfeksiyon nedeni ile kaybedilmiştir.
Tüm bu bilimsel veriler doğrultusunda ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da Kordon kanı otolog kullanım amaçlı saklanmalı mı ? sorusu tartışılmaktadır. Bu amaçla özellikle etik ağırlıklı olarak yapılan geniş kapsamlı değerlendirmelerin sonucunda özet olarak, otolog kordon kanının etkinliği ve güvenliği halen kanıtlanmamış olduğu için bunun hekimler tarafından bir seçenek olarak sunulmaması ağırlıklı yaklaşımdır. Ayrıca etik açıdan önemli bir konu olarak da doğum hekimlerinin kesinlikle hasta temini için ücret almamaları gerektiği vurgulanmıştır.
Kordon kanının otolog amaçlı saklanması hakkındaki bu bilimsel gerçeklerin özel otolog kordon kanı bankalarının tanıtımlarında yer almadığı ve neden yaşam sigortası veya bebeklerin doğal sigortası olarak topluma sunulduğu dikkatle irdelenmelidir. Allojeneik kordon kanı bankaları kamusal kuruluşlar olup kâr amacı gütmemektedirler. Ancak dünyadaki tüm otolog kordon kanı bankaları özel kuruluşlar olup asıl amaçları kâr etmektir.
Bir otolog kordon kanını saklama ücreti ortalama olarak ilk yıl için 1000-1500 Amerikan Doları ve sonraki her yıl için önemli miktarda para talep edilmektedir. Basit bir hesapla dünyada halen saklanmakta olan yaklaşık 150 000 adet otolog kordon kanı için yaklaşık 300 milyon Amerikan Dolarından fazla para harcanmıştır. Bu rakamlar otolog kordon kanının önemli bir kök hücre kaynağı olmasının yanı sıra önemli bir rant kaynağı olduğunu da göstermektedir.
Türkiye gibi doğurganlık oranı yüksek olan bir ülke, otolog kordon kanı açısından önemli bir pazar oluşturmaktadır. Henüz etik ve tıbbi yönleri tartışılmaktayken yasal düzenlemesi olmayan otolog kordon kanı bankacılığı gerçek bir toplumsal tehlike oluşturmaya adaydır. Benzer tehlikeler pek çok başka ülke için de gündeme gelmiş ve otolog kordon kanı bankacılığı yasal düzenlemelerle sıkı denetim altına alınmaya çalışılmıştır.
Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi’nin 19 Mayıs 2004 tarihli toplantısı sonrası kendi üye devletlerine önerileri (Recommendation 2004:8) arasında; otolog hedefli saklanan kordon kanlarının tıbbi açıdan çok nadiren kullanıldığı ve üye ülkelerin sağlık servislerince otolog kordon kanı bankacılığının desteklenmemesi gerektiği yer almıştır. Dünyanın en zengin devletlerinde bile, devlet aracılığıyla otolog kordon kanı bankacılığı yapılmamakta; aksine mevcut özel bankalar üzerinde ciddi sınırlamalara gidilmektedir.
Bu açıdan konu ile ilgili devlet kurumları tarafından gerekli yasal düzenlemelerin hızla yapılması ve ülkemizde giderek artmakta olan otolog kordon kanı bankalarının etkin bir biçimde her açıdan denetlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, yakın zaman içinde kordon kanı bankası mağdurları kavramı ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır.
Ayrıca yazılı ve sözlü iletişim organlarında yer alan, bilinçli veya bilinçsiz olarak çarpıtılmış otolog kordon kanı haberlerinin önünün alınması ve panolarda gerçeği yansıtmayan şekilde yapılmakta olan reklamların denetlenmesi için girişimlerde bulunulması gerekmektedir. Aslında sadece bir seçenek olan tedavi şeklinin olmazsa olmaz şekilde dayatılması, anayasasının ilk maddesinde sosyal olduğu kabul edilen devletimizi, sosyoekonomik katmanlar arası yeni eşitsizliklerle uğraşmak zorunda bırakacaktır.
Göbek kordon kanı saklanması, modern tıp alanında giderek daha fazla ilgi çeken bir konu haline gelmiştir. Bu uygulama, doğum sırasında alınan göbek kordonundan elde edilen kanın özel bir şekilde muhafaza edilmesini içerir. Bu kandaki hematopoetik kök hücrelerin, ilerleyen dönemlerde çeşitli sağlık sorunlarına karşı bir tür rezerv olarak kullanılabilmesi amacı gütmektedir. Göbek kordon kanı, bebek ve ailesi için bir potansiyel sağlık kaynağı olarak görülmektedir. Ancak, bu konuda bir dizi avantaj ve dezavantaj da bulunmaktadır.
Göbek kordon kanı, bebeğin doğum anında placenta ve göbek kordonundan alınan bir tür kan örneğidir. Bu kan örneği, içerdiği hematopoetik kök hücreler nedeniyle büyük öneme sahiptir. Hematopoetik kök hücreler, vücutta çeşitli kan hücreleri üretebilen çok özel hücrelerdir. Bu nedenle, göbek kordon kanı, özellikle kan hastalıkları ve bağışıklık sistemi sorunları gibi bir dizi genetik veya edinsel hastalığın tedavisinde kullanılabilecek potansiyel tedavi kaynaklarını içerir.
Göbek kordon kanının saklanması, iki temel yöntemle gerçekleştirilir:
Aileye Özel Bankacılık (Private Banking): Bu yöntemde, göbek kordon kanı, ailenin kendisi veya özel bir kuruluş tarafından belirlenen bir ücret karşılığında saklanır. Bu, aileye, potansiyel bir hastalık durumunda kendi çocukları veya aile üyeleri için kullanabilecekleri bir biyolojik rezerv sağlar.
Kamu Bankacılığı (Public Banking): Bu yöntemde ise, göbek kordon kanı, bağış kuruluşları aracılığıyla kamuya açık bir biyobanka üzerinden toplanır ve saklanır. Bu kan, başkalarının ihtiyaçları için genellikle ücretsiz olarak kullanılabilir. Ancak, kullanım hakkı genellikle bağış yapan aileye değil, genel halka aittir.
Hastalıkların Tedavisi İçin Potansiyel Kaynak: Göbek kordon kanındaki kök hücreler, çeşitli genetik hastalıklar, kanser ve bağışıklık sistemi bozuklukları gibi durumların tedavisinde kullanılabilir.
Bireye Özel Kullanım İmkanı: Aileye özel bankacılık, ailenin kendi genetik materyalini saklama olanağı sunar, bu da özel tıbbi ihtiyaçlara yönelik tedavilerde kullanılabilecek bir rezerv sağlar.
Eğitim ve Bilinçlendirme: Göbek kordon kanı saklamanın artan popülerliği, toplumun genelinde genetik ve biyomedikal bilincin artmasına katkıda bulunabilir.
Ancak, göbek kordon kanı saklamanın bazı dezavantajları ve sınırlamaları da vardır:
Yüksek Maliyet: Aileye özel bankacılık hizmetleri genellikle yüksek maliyetlidir. Bu, birçok ailenin bu hizmeti tercih etme kararını etkileyebilir.
Garantili Kullanım Olasılığı: Göbek kordon kanının gerçekten kullanılma olasılığı düşüktür. Bu nedenle, aileler yıllarca bu hizmet için ödeme yapabilir, ancak asla kullanma ihtimali olmayabilir.
Kamu Bankacılığı Sınırlamaları: Kamu bankacılığı, göbek kordon kanını genellikle sadece belirli kriterlere uyan ailelerden kabul eder. Bu durum, bazı aileler için bu hizmetin kullanılabilirliğini kısıtlayabilir.
Sonuç olarak, göbek kordon kanı saklamak bir aile için gelecekteki olası sağlık risklerine karşı bir güvence olabilir, ancak bu kararın dikkatlice değerlendirilmesi ve ailenin özel ihtiyaçlarına uygun olup olmadığının belirlenmesi önemlidir. Her aile, kendi sağlık geçmişi, mali durumu ve değerleri temelinde bu konuda bilinçli bir karar vermelidir.
Gelen sorular: Göbek kordon kanı mutlaka saklanmalı mıdır?, Otolog ve allojenik kordon kanı arasındaki fark nedir?, Göbek kordon kanı hangi hastalıklarda işe yarayabilir? Göbek kordon kanı kaç yıl süreyle saklanabilir?